10 Temmuz 2024 Çarşamba

altıncı mektup.

alkış seslerinin şaibeli sorulara ve gök gürültülüsüne karıştığı vakitleri kareli kağıtlara yazmak gerek. bakışların daima hastalığa yorulduğu on iki buçuk vapurundan arta kalan anıları ise el ayasına. eğer ilaçlar içilmezse kapıların tam beş kez kapatılacağını dipnot olarak şiir dizilerinin köşesine iliştirdikten hemen sonra... derin bir nefes al. bunlar iki tablet dolusu çentikten arta kalan. 

not düşülmeli, kantaron yağına geç kaldın bu yüzden perdeyi çektiğin her vakit o yara ile karşılaşıyorsun. ihmalkarlık. yani bir avuç dolusu toprak.

paydaları eşitlerken tebessümü eşarbın kenarına işlemen gerektiğine dair sözler duyuluyor farklı yaşlardan. insan seli metrolarda, duraklarda, kahve sıralarında... garip bir telaşın altı kırk beş döngüsü yani. açıklamaların, yanilerin, çünkülerin pörsümüş eskiliği ve o iğne oyaları...

naftalin kokulu anıların çocukluğu çağıran o neşeli sesi, yaşlı bir kadının sarılışında yeniden hatırlanacak. toprağın naftalinle bağını parmak uçlarına sarıp devam etmenin mürekkebe boyandığı vakitleri çerçeveletip asmaya niyet edeceksin.

kokular. anılar ve toprak.

*bunca doğan, söyleyen ıssızlığını ve yalnızlığı alamıyor toprağın, kabirler de, ah kabirler de olmasa, dünyanın tutunacak tek taşı da olmasa daha da kayardı her şey muhtemelen.

temmuz, on, yirmi dört.
* şule gürbüz, öyle miymiş?






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

önemli, dipnot.

merhabalar.  0.0 ile başlayıp 0.7'ye kadar severek yazdığım ve geri dönütleri beni mutlu eden küçük hanım serisine artık sim...