9 Eylül 2024 Pazartesi

on birinci mektup.



 rengini tam çıkartamadığım öykü kitabının sayfalarını arşınlayıp aylar öncesinde kaybettiğim başka kitap için yakınacağım. tarihlerin, lacivertlerin mürekkebime, bir nebze olsun su serpecek satırların kaybetmekle bağlantısını kuracağım ve hayatıma yoracağım. yoracağım, yoracağım... ben o kitabı kaybettiğim günü sahiden de... ben bazı anıları kaybettiğim günü sahiden de... 

hatırlamıyorum.


önceden yani seksek oynamayı sevdiğimiz yaşlarda iken açılan perdeden şunu hatırlıyorum. uzun saçlı kız çocuğunun doğum günü bugün. belki de saçları kadar uzun cümleler kuramayacağım, buna da hakkım olmayacak. ufaklıkları için dua edip iki kelimeyi içimden söyleyip kendi debdebeme kaldığım yerden devam edeceğim. aklıma haberlerde gördüğüm küçük tabut gelecek, hashtaglere yazılanları içimde tam yirmi parçaya ayırıp " siz!" diyeceğim. ötesi gelmeyecek. bugün 9 eylül. geçen sene üzerinde durmadığım 9 eylül. bu sene perdelerin birden aralanmasıyla...

kaybetmemek için dualara ihtiyacım(ız) var. 


ipleri önce ters sonra düz yapmaya benzemiyor. bu sefer tam sandalyenin ucunda oturuyorsun. kaçmana gerek yok sen bir yılı aşkın o sandalyenin ucunda oturuyorsun. O'nun rızası için kurulan cümleleri elekten geçirip parmak uçlarını korumak için rüyalarında anahtar diye sayıklıyorsun. kan değil mürekkep lekesi, kan değil parmak uçları. yara bantları. yara bantlarını yapıştıran. yara bantları yapışmış sanan. ve sandalye ucu. bir sürü paragraf. tek cümle.

* aklımın köşesinden atlılar geçiyor.


eylül, dokuz, yirmi dört.

* sevgilime iftira, ismet özel.

https://www.youtube.com/watch?v=_VHuMh-Jky0



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

önemli, dipnot.

merhabalar.  0.0 ile başlayıp 0.7'ye kadar severek yazdığım ve geri dönütleri beni mutlu eden küçük hanım serisine artık sim...